NASA’nın Kennedy Uzay Merkezi’nden araştırmacılar Uzay istasyonlarında bitki yetiştirmek için çalışmalar yapmaya başladılar. Dünya yörüngesi dışında seralarda tarım yapılması gerekiyordu. Ay, Mars veya ötesinde kurulacak kolonilerde, kendi kendine yeten sistem kurulmalıydı. Uzun çabalar sonunda yapay ışık kaynakları kullanarak üretim sağlandı. Uzayda yapay ortamlarda bitki yetiştirilerek yaşam ortamı oluşturulabilir diye düşünüldü oksijen ve su arındırmakta kullanılabilecekti. Yüksek verimli işık kaynakları ile yaşamın temel ihtiyaçları karşılanacaktı böylelikle.Kapalı bir ortamda karbon dioksit kaldırılması başka bir yararı olduğunu. Uzun uçuş yollarında Bitkiler destek oluşturabilir ve yeterli yiyecek, su ve oksijen tedarik edebilmek için tek yoldur. Ve böylece bitkilerin kullanımına çok çekici bir yaklaşım oluştu, Ama bitkileri kullanmak için, bu enerji kaynağı hafif bir enerji kaynağı olması gerekir,” di Evlerde ve seralarda kullanılan ve Dünya’da kullanılan standart işık kaynakları uzay tarımı için uygun değildi. Uzayda isi oluşmadan aydınlatılmalıydı. NASA, Mars yüzeyinde düşük güç harcayan seralar oluşturmalıydı ve sistem uzun ömürlü çalışmalıydı. Mavi – kırmızı ledler kullanılarak başarı sağlandı. Bu ledler özel üretildi ve farklı dalga boylarındaydı ve çok az enerji harcıyorlardı. Bir şey fark edildi ki beyaz ışığa göre çok daha fazla verim alındı, bitkiler hızlı gelişti, ama tadı aynı idi. Uzay seyahatinde enerji tasarrufu önemli idi, ledler buna çok iyi bir çözüm oldu. Enerji tüketiminin yanı sıra kullanım ömürleride uzun. Akkor veya fluoresan lambaların ömrü azdı. Astronot ve kozmonotları artık uzun yolculuklarında taze bitkisel besin ile beslenecek ve yolculuk boyunca yenileri yetişecekti. Uzay adamlarının sürekli kutu içerisindekilerle beslenmesi psikolojilerini bozuyordu.